Bugünün hurafeleri ile kirletilmeye çalışılan, bir ulusun zaferidir Çanakkale !

Nedir bu hurafelerden biri; Çanakkale’yi Mustafa Kemal’i yok sayarak anlatmaya kalkmaktır. Utandırıcı bir durum.

Dünyanın bildiği on binlerce belge ile kanıtlı gerçekler nasıl çarpıtılabilir, nasıl değiştirilmek istenebilir? Bu ne cüret? Evet bu nasıl bir cüret aklımız havsalamız almıyor !

Günümüz gençliği yalan dolan ile eğitilebilir mi?

Böyle yetişen gençlikten ne fayda gelir?  Eğitim sisteminin içi tamamen çökmüş ve düşünme yetisinden yoksun nesil yaratmak çabası üzücü…

Düşünmeyi bir köşede istirahate bırakmış bir nesil sistemin çarpıklığını görmeden yaşama devam ediyor.

Fakat yeni nesli düşünceyi, zekayı bir köşede istirahate bırakmaz. Dijital dünyada bu mümkün de görünmüyor…

Çanakkale’de Mustafa Kemal’in rolünü küçültmeye çalışmak, gerçeğe saygısını yitirmiş, “maksatları maksatlı” bilgisiz aşağı kalemlerden ibaret olmuştur her daim. Mustafa Kemal hem askeri hem de manevi yönleriyle Çanakkale Zaferi’ni etkileyen bir komutandır. Kimsenin gücü bunu yok saymaya yetmez !

Mustafa Kemal’in Çanakkale Zaferi’ndeki rolünü kısa bir şekilde aktarmak elbette ki mümkün değildir; “anlamak, ezbere konuşmamak için gerçeğe dayalı kaynaklardan tarihimizi okumaktan geçmektedir.” O halde tarihi gerçekler ışığında şöyle bir özet geçmeye çalışalım.

Alman komutan Limon Von  Sanders’in hataları neredeyse savaşın kaybedilmesine neden olacakken, Mustafa Kemal kimseden emir almadan ” inisiyatif” kullanarak harekete geçmek zorunda kalmıştır. Mustafa Kemal Çanakkale Savaşları’na “yarbay” olarak başlamıştır, fakat 1 Haziran 1915’te “albay” olmuştur. 25 Nisan 1915’te İngiliz, Fransız ve Anzak birlikleri Çanakkale’de sabaha karşı Arıburnu, Seddülbahir ve Kumkale sahillerinden çıkarma yapmaya başlamıştır.  Seddülbahir’e çıkan düşman, kıyı topçusunun yoğun ateşi ve kuvvetlerimizin karşı taarruzuyla durdurulmuş, Kumkale kıyılarından yapılan çıkarma gelişememiş, Arıburnu’na çıkan düşman ise, Mustafa Kemal komutasındaki birliklerce geri püskürtülerek bozguna uğratılmıştır.

Mustafa Kemal, 25 Nisan 1915’teki Arıburnu taarruzunda gösterdiği başarıdan dolayı “Arıburnu Kuvvetler Komutanlığı’na getirilmiştir. 25 Nisan 1915’ten -16 Mayıs 1915’e kadar bölgedeki tüm kuvvetleri tek başına komuta etmiştir.

Mustafa Kemal Çanakkale’deki başarılarından dolayı 30 Nisan 1915’te Gümüş İmtiyaz Madalyası almış, bunu Altın ve Gümüş Liyakat Madalyaları izlemiştir.

( 17 Mayıs 1915’te Mustafa Kemal’e, Arıburnu muharebelerindeki başarısından dolayı padişah adına ” Muharebe Altın Liyakat Madalyası” verilmiştir.)

( 23 Mayıs 1915’te gösterdiği başarılarından dolayı Mustafa Kemal’e Alman imparatoru tarafından “Demir Haç” nişanı verilmiştir.)

(15 Temmuz 1915’te Mustafa Kemal’e başarılarından dolayı, ” Takfon {nikel, bakır, çinko alaşımı) Harp Madalyası verilmiştir.)

8 Ağustos 1915’te , Conkbayırı İngilizlerin eline geçmiştir. Mustafa Kemal, saat 19:00’da Kuzey Komutanı Esat Paşa’ya, Conkbayırı bölgesindeki kritik durumu belirterek 5. Ordu Komutanı Limon Von Sanders’i ikaz etmesini bildirmiştir.

Conkbayırı’ndaki durumun iyice kötüye gitmesi üzerine, 5. Ordu Komutanı Limon Von Sanders adına Kurmay Başkanı Albay Kazım İnanç, Mustafa Kemal’i telefon başına çağırarak “durumu nasıl gördüğünü” sormuştur. Mustafa Kemal bu soruya: ” Bütün mevcut kuvvetlerin, komutam altına verilmesinden başka çare kalmamıştır! ” diye cevap verince , Kurmay Başkanı İnanç, “Çok gelmez mi?” diye sorunca, Mustafa Kemal: “Az gelir” diye karşılık vermiştir.

Veeeee bir ulusun kaderi, böylesine  öngörüsü yüksek, cesur bir lider önderliğinde mutlak zafere imza atmıştır.

Çanakkale konusunda hurafeliğe son verilmesini umut ederek, yazımı noktalamadan önce başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, “Esat Paşa, Ezineli Yahya Çavuş, Seyyid Onbaşı, Bigalı Mehmet Çavuş, Yakup Şevki Paşa, Kazım Karabekir Paşa, Nuri Conker, Cevat Çobanlı, Kazım İnanç, Yüzbaşı Tophaneli İsmail Hakkı Bey, Yüzbaşı Hafız Nazmi Bey” ve daha ismini zikretmediğim nice aziz şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi saygıyla anıyorum.

Sevgilerimle