İstanbul Gazeteciler Derneği, (İGD) 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde Beşiktaş Tarihi Kethüda Hamamı’nda anlamlı bir etkinliğe imza attı.
Gazetecilerin bir araya geldiği programda konuşan İGD Başkanı Mehmet Mert, Türkiye’de gazetecilerin ciddi zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirterek “Basın hürriyeti bütün hürriyetlerin üzerindedir diyoruz. Bu hürriyetin sağlanması için de dayanışma içerisinde olunmalı. Mücadeleyi bırakmamalıyız” dedi
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde anlamlı bir etkinliğe imza atan İstanbul Gazeteciler Derneği (İGD) çok sayıda gazeteciyi Beşiktaş Tarihi Kethüda Hamamı’nda yemekli gecede bir araya getirdi. Ev sahipliğini İGD Başkanı Mehmet Mert’in yaptığı geceye çok sayıda davetli katıldı. İGD Üyesi İlke Duyan’ın sunumu ile sahneye davet edilen İGD Başkanı Mehmet Mert, gazetecilerin yaşadığı her türlü olumsuzluk ve zorluklara rağmen her zaman bir arada olmaları gerektiğini söyledi. Mert, “İşte bugün de o birlik ve beraberliğin en güzel örneklerinden birini vermenin mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.
Bugün ne olmuştu?
10 Çalışan Gazeteciler Günü hakkında bilgi veren Mert, “Bugün ne olmuştu? 10 Ocak 1961 tarihinde, gazetecilerin çalışma koşullarını iyileştiren 212 sayılı yasa yürürlüğe girmişti. Böylece artık gazete çalışanlarının iş sözleşmeleri yazılı olarak yapılacak, sözleşmelere işin türü, ücreti yazılacak, gazetecilerin, sendikal, sosyal ve yasal haklarını belirleyen hükümleri içerecekti. Bu yasa ile kendilerine yüklenen sorumlulukları kabul etmek istemeyen 9 gazete patronu bunlar, Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah ortak bildiriye imza atarak gazetelerini 3 gün kapadıklarını duyurmuşlardır” ifadelerini kullandı.
Darbeler yok etti!
10 Ocak’ta gazetecilere yönelik çıkan yasa ile önemli kazanımlar elde edildiğini fakat bugün gazeteciler için o günün anlamının çok uzak olduğuna dikkat çeken Mert, “Bu yasa ile o gün sağlanan; Yıpranma hakkı, elektrik, su, telefon ve ulaşıma tanınan yüzde 50 indirim hakları, sendikalaşma hakları, maaşların peşin ödenme şartları ne yazık ki daha sonra 12 Mart ve 12 Eylül ihtilalleri ile ortadan kalktı. Bu anlamlı gün artık gazeteciler için bir bayram değil, sorunların dile getirildiği bir gün olmaktan öteye geçemiyor. Düşünün bir defa. Gazetecilik dün, Abdi İpekçi gibi patronunun değil, meslektaşlarının yanında durup direnmekten, bugün, patronlarının sözcüsü, menfaat savunucusu, adeta trolleri olan yandaşlığa dönüştü” eleştirisinde bulundu.
YANLIŞ HER ZAMAN HER YERDE YANLIŞTIR!
Türkiye’de yapılan gazeteciliği eleştiren Mehmet Mert, “Aslında gazeteciliğin tanımı çok basit. Sadece gerçekleri ortaya çıkarmak ve bunu kamuoyu ile paylaşmak. İyi de ortada öyle bir gazetecilik türedi ki. Artık kimin doğru kimin yanlış yaptığını da anlayanlarımız azaldı. Bakın bir yanlışı çoğu kişi yapıyor diye yanlış yanlış olmaktan çıkmaz. Biz diyoruz ki bir ülkenin haber kanalları tüm izleyicisine karşı sorumludur, önce haber verir, bir ülkenin cumhurbaşkanının basın açıklaması tabi ki canlı verilir ancak. Aynı saatte daha önemli haber varsa izleyicilere onu vermek gerekiyor. O zaman adınız haber kanalı olur ama yaptığınız gazetecilik olmaz diyoruz. Adam diyor ki bütün kanallar yapıyor. Biz diyoruz ki sen X Kanalı eleştiriyorsun objektif değil, iktidarı eleştimiyor diye. Sen de muhalefeti eleştirmiyorsun o zaman buna ne diyelim, sen de gazetecilik yapmıyorsun. O zaman reklamlarımız kesilir diyor” açıklamasını yaptı.
ÜLKEYİ TERK ETMEK ASLA ÇÖZÜM DEĞİL
Gazetecilerin dayanışma içinde olması gerektiğini vurgulayan Mehmet Mert, “Günümüzde gazetecilik dışında birçok meslek erbabı maalesef bu güzel ülkede yaşamanın keyfine varmak yerine, ülke değiştirmeyi düşünmekte. Doktorlarımız ülkeyi terk etmekte. Eğitimcilerimiz meslek değiştirmekte. Gençlerimiz karamsar, tedirgin, umutsuz. Peki ne yapmalı? Dayanışma içerisinde olunmalı. Mücadeleyi bırakmamalı. Kamu haklarını, çevre haklarını, insan hakları savunuculuğunu hayatımız pahasına sürdürmeliyiz. Bu güzel ülkemizi terk ederek değil, öz değerlerimize sahip çıkarak daha da büyümesine katkı sunmalıyız. Başka türlü yaşamanın ne anlamı olabilir ki? İşte tam da bu noktada İstanbul Gazeteciler Derneği bu ekonomik krize rağmen, sırf bir dayanışma örneği olsun, meslektaşlarımız bir araya gelsin, kaynaşsın, dertleşsin diye böyle bir etkinlik düzenledik” ifadelerini kullandı.
KATILIM YOĞUN OLDU
İstanbul Gazeteciler Derneği (İGD) Başkanı Mehmet Mert’in ev sahipliğinde gerçekleşen geceye şu isimler katıldı: İGD Genel Sekreteri Hasan Hınıslı, İGD Başkanvekili Mustafa Dolu, Yönetim Kurulu Üyeleri; Hüseyin Çetiner, Müge Cesur Özmen, Celal Karali ve Remzi Tanış. Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, Sözcü yazarı Rahmi Turan, gazeteci Barış Yarkadaş, Bülent Çavuş,Aytunç Erkin, Kubilay Sevinç, Yalçın Bayer, Halit Çelikbudak, Namık Koçak, İbrahim Konar, Serpin Alpaslan, Mikail Kuyucu, Dilek Bozkurt, Cihan Güner, Kadir Çetin, Osman İslam, Osman Köse.”
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.