CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Konuşması sırasında 14 Mayıs Eczacılık Günü’nü kutlayan Özel, salondaki çiftçilerden birinin konuşmasını kesmesi üzerine sinirlendi.
“Sırası gelmeden laf kesenin konusunu atlayacağım” diyen Özel, “Burada 6 sayfa çiftçi notu var. Şimdi arkadaşların sana hesap sorsun. Çiftçileri bu arkadaş yüzünden konuşmuyorum. Sus, sus, sus… Konuşacağız. Bu partide çiftçi dostu o kadar çok arkadaşım var ki…” ifadelerine yer verdi.
Özel’in açıklamalarından satırbaşları;
“Soma için unutursak yüreğimiz kurusun” dedik. İlk duruşmada 4 kilometre kuyruk vardı, son duruşmada salonda 200 kişiydik. Sonuçta hepimizin yüreğini kanatan bir karar alındı, Yargıtay kararı 5-0 bozdu. Karar 5 ay bekledi. Yargıtay’ın 5 üyesinden 3’ünü değiştirdiler. Yeni gelenler bir önceki kararı 3-2 bozdu. Ölen işçi başına 5 gün yatanlar çıktılar dolaştılar, dün de küstahlık yaptılar. ‘Soma demeyin, biz orayı unuttuk’ dedi.
Dün Soma‘da tarihin en büyük kalabalığı vardı. Dün oradaki anneler ilk kez ‘Biz adaletin geleceğine inandık’ dediler. Getireceğiz and olsun. Soma’dan beri 649 madenci daha öldü ama kimsenin haberi bile olmadı. Soma’dan beri 2 Soma daha oldu. Burada mesaj Türkiye işçi sınıfına, örgütlenin, örgütlenin, örgütlenin. Bütün işçileri sarı sendikalarına değil, mücadele sendikalarına üye olmaya davet ediyorum. ILO rakamlarına göre Türkiye ölümlü iş kazalarında birinci sırada. Dünyada işçi hayatının Türkiye kadar ucuz ve tehlike altında olduğu bir ülke daha yok. Yaşam hakkı, iş güvenliği, işçi sağlığı bunlar en temel haklardır.
Soma’dan sonra kurulan Meclis Komisyonu’nda kabul edilen öneriler hayata geçseydi, Ermenek olmayabilirdi. Soma’yı da İliç’i de unutmadık, hepsi bu vurdumduymazlığın eseridir. Unutmadık, unutturmayacağız.
Eczacılar çok kutsal bir mesleği büyük zorluklarla yapıyorlar. Gece gündüz çalışıyorlar. Odaları, birlikleri kamu yararını her şeyden çok gözetiyorlar, kendi sorunlarından çok hastaların sorunlarını dile getiriyorlar. Sorunlarını biliyorum, dile getirmeye devam edeceğiz. Eczacılarla ve mesleğimle gurur duyuyorum. TÜİK verilerine göre ülkemizin sağlık harcamalarına ayırdığı para yüzde 3,7. Bunun da en düşüğü ilaca ayrılıyor. Doktor ilaç yazıyor, 130 liralık ilacın 55’ini devlet, 75’ini hasta ödüyor. Yerli ilaç kullanımı geriliyor, yabancı ilaç kullanımı artıyor.
SMA hastası çocuklar vicdanımızda yara. Ama asıl sorun Türkiye’nin bir yetim ilaç politikası olmamasıdır. SMA hastası ana baba tek başına bırakılıyor. O ilaç sürümü olmadığı için 100 milyon liradır. Bir bütçe yapacaksınız. Bu alanda kim para kazanıyorsa bir kumbara yapılacak. Bu ülkede kimin yetim ilaca ihtiyacı olursa o ilacı parasız alacak. Hemşirelerin sorunları boylarını aştı, Türk Hemşireler Derneği’nin taleplerinin arkasındayız.
Çiftçi ektikçe zarar eden ürettikçe iflasa sürüklenen bir kısır döngünün içerisinde. Çiftçiler, kanuna göre 263 milyar destekleme primi hak etmişken 85 milyar ödenmiş, 178 milyar lira hakları duruyor. O para nereye gitti? O para KKM’ye gitti. SGK’nın resmi verilerine göre, kayıtlı çiftçi sayıları 10 yılda yüzde 55 azaldı. Esas beka sorunlarından bir tanesi bu. Türkiye yaş ortalaması düşük bir ülke olmasına rağmen çiftçilerin yaş ortalaması 58. Yani genç çiftçi yok. Çok ciddi tedbirler alınması lazım.
Türkiye; Arjantin’den soya, Ukrayna’dan buğday, ABD’den mısır ithal etmezse kendini doyuramayan bir ülke haline getirilmiş durumda. Yerli üreticimizi biraz daha zor durumda bırakıyor.
Kapsamlı bir hazırlığımız var. Dinamik tarım politikaları öneren, maliyetleri azaltan, verimi yükselten nitelikli tarım bütçesi öneren çalışmamız var. Tekelci yapıya dur diyecek önerilerimiz var. Yapısal reformu bu ülkenin önüne koymaya hazırlanıyoruz. Hayvancılık politikalarında yeni sayfa açacağız. Tarımsal kamu yönetimini yapılandıracağız. Bağımsız, demokratik kooperatif yapılarının üreticilerin örgütlenmelerini sağlayacağız. Bunları önümüzdeki iktidarımız için hazırlıyoruz.
Nihayet kamuda tasarruf genelgesi yayınlandı. 10. tasarruf genelgesiydi. Olumlu farkı ise Saray’ın Cumhurbaşkanlığı harcamalarının genelge dışında tutulmamasıydı. Sadece Meclis dışarı da tutulmuş. Bu Meclis israf etsin demek değil, yürütmenin başının Meclis’e talimat vermemesi gerekir. Vermesi hadsizlik olur. Meclis Başkanı bu hafta içinde TBMM’de Başkanlık Divanı’nı olağanüstü toplantıya çağırsın. Yürütmenin ortaya koyduğunda çok daha kapsamlı tasarruf genelgesi için Başkanlık Divanı toplansın. Millete kemer sık derken milletin vekilleri tasarruf dışında kalmasın.
Ben kamunun israfına sonuna kadar destek veriyorum ama 10 bin lira emekli maaşına zam yap diyoruz, gör bak biz bile tasarruf yapıyoruz diyecek. İtibardan tasarruf olmaz diyerek Saray harcamalarını savunanlar bu sefer Saray’ı da eklemişler. Demek ki devleti yönetenler değil millet haklı. Sonuna kadar mücadele devam edeceğiz.”