Kar, tipi şeklinde yağıyor, göz görmüyor ve rüzgâr hiç şiddetini kaybetmeden yüzlerini tokatlıyordu…
Islık çalarcasına esen fırtına, kulaklarda uğulduyor ve savurduğu karla birlikte sanki iğne batırıyordu…
-36 derece soğukta neredeyse ağızdan çıkan buhar bile donuyordu…
Üzerlerinde yazlık kıyafet ve tir tir titriyorlardı…
Artık yürüyecek mecalleri kalmamıştı…
Bacakları acımaya, yanmaya başlamıştı. Hissetmiyorlardı da…
…Komutanım…
…Komutanım…
…Yürüyecek dermanımız kalmadı, biraz dinlensek”…
Dinlenmek bile hareket etmekten ibaretti.
Çünkü durmak, bir daha uyanmamaya gebeydi.
Amansız kar fırtınasında gözlerini bile açamıyorlardı. Kirpikleri bile donmuş, nefeslerinden çıkan buhar, buz parçacıklarına dönüşüyordu…
Ölümü kokluyorlardı artık…
Kimi yapraklarını dökmüş kuru bir ağacın dibine sokuldu, kimileri birbirlerine yaslandı. Acaba soğuğu biraz daha öteleyebilir miyiz diye..
Nafile hiçbir şey fayda vermemişti…
Uyuşan bedenler son nefeslerini soluyordu…
Bir veda edasıyla son kez birbirlerine bakıp, sarılarak sonsuzluğa gözlerini kapayıp ebediyete yolcu olmuşlardı 90 bin Mehmetçik…
Tarihler 1914 yılının 22 Aralık gününü gösterirken Allah’ u Ekber Dağları’nda Enver Paşa komutasında 90 bin asker, 90 bin vatan evladı tek kurşun bile sıkamadan donarak can vermişti.
ALLAH HEPSİNE GANİ GANİ RAHMET EYLESİN MEKÂNLARI CENNET OLSUN…
SOĞUKTA ÜŞÜYÜPTE SICAK BİR ORTAMA GEÇERSENİZ BU VATAN UĞRUNA DONARAK CAN VEREN O 90 BİN YİĞİTLERİ HATIRLAYIN…