14 Mayıs’ta gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan yüzde 49.5, Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 44.8, Sinan Oğan yüzde 5.17 oy aldı. Oy oranıyla büyük bir sürprize imza atan Sinan Oğan ikinci turda yarış dışı kaldı.
28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur seçimlerinde Sinan Oğan’ın kimi destekleyeceği de merak konusu oldu. İstişarelerin ardından kararını 1-2 gün içinde vereceklerini söyleyen Sinan Oğan, bazı şartlarının olacağını belirtti. Oğan, “Bizim temel şartlarımız var, bunları masaya koyacağız. Şartlarımız kabul edildikten sonra biz yediemin gibi hükümetin içinde de yer alabiliriz. Bunu alıp o şartlarımızı, istişareyi değerlendirmeden, sadece hükümetin içinde yer alabiliriz kısmını alıp bunun üzerinde tepinip, linç kültürü geliştirmeye çalışanlar bu ülkenin demokrasisine en büyük tehdittir. Şikayet ettiklerine dönüştüler. Ben oy aldığım kitlenin AK Parti, CHP, İYİ Parti, MHP’ye oy veren de var. Sinan Oğan çekilse yüzde 5 oydan yarım puan sayın Erdoğan’a gider ve kazanırdı.” ifadelerini kullandı.
Sinan Oğan’ın açıklamalarından satır başları :
“Biz her çıktığımız yayında sürpriz yapacaktık diyorduk. Bu seçimin sürprizi Sinan Oğan ve ATA İttifakı olacak diyorduk. Seçimin sürprizini biz yaptık ama ben memnun değilim. Bizim oyumuz 5,2 değil. Biz 11-12 civarında oyla sandığa gittik. 2 temel faktör karşımıza çıktı. 2 puan sandıkta iç edildi. Son 3 gün İnce’den boşalan kitle bana sardırdı. Beni linç etti. Çekilmemi sağlamaya çalıştılar. Oysa bunlar burnunun ucunu bile göremiyorlar. Linç kültürüyle yoğurulmuş bir kitle. Şu an o kitlenin bana bir özür borcu var. Sinan Oğan çekilseydi 2. tur diye bir şey yoktu, Erdoğan balkon konuşmasını yapmıştı. Son 3 gün içerisinde söylediklerimizin arasından 1 cümle alınarak linç edildik. Bunu yapanlar bir kısım sanatçılar, Youtuber’lar…
Sonra herkes kendi golü kendi kalesine attığı sonuçlar açıklanınca gördü. Bir kısım kalemşorler bizi linç edince bir sonuç elde edeceğini düşündü. Bize harcadıkları enerjiyi sahaya harcasalardı çok farklı sonuç görebilirlerdi. Biz en başından beri ilkeli siyaset yürütüyoruz. Bizim söylemlerimizde en ufak bir değişiklik yok. Biz istişare kültüründen geliyoruz. Ben dün ATA İttifakı Genel Başkanları ile toplantı yaptım. Yol arkadaşlığı yaptığım 100’e yakın istişare üyeleriyle toplantı yaptım. Kanaat önderleri ile görüştüm.
Bize imza verenlerle görüşüyorum. Biz kararımızı verdiğimizde bu Sinan Oğan’ın kararı olmayacak. Bize oy veren kitlenin kararı olacak. Kararımız 1-2 gün içerisinde netleşecek. Bu karar Sinan Oğan’ın kararı olmayacağı için tabanımızın önemli bir kısmını hareket ettirme imkanın olacağız. Ben başından beri kararımızı istişare ile alacağız diyoruz.
İlk şartımız PKK, FETÖ, Hizbullah terör örgütleriyle ve bilimum her türlü terör örgütüyle kesintisiz mücadele bizim olmazsa olmazımızdır. İkinci şartımız sığınmacıların bir takvim çerçevesinde geri gönderilmesi. Biz seçilsek bizim takvimimiz 1 seneydi. Bunu bir takvime bağlamak gerekiyor. Üçüncü şartımız HDP ve HÜDA PAR’ın kurulacak müstakbel hükümet nezdinde görev verilmemesi ve bu sürecin dışında tutulmaları. Dördüncü şartımız anayasanın ilk 4 maddesi ve 66. maddesine asla dokunulmayacağının garanti edilmesi gibi Türk milletinin ortak talebi olan bu talepleri her iki tarafça kabul edileceğini düşünüyorum.
HÜDA PAR ayrı bir parti. Cumhurbaşkanlığı seçiminde etkisi olacağını düşünmüyorum. HÜDA PAR’a görev vereceklerini düşünmüyorum. Bundan sonraki süreçte Cumhurbaşkanlığı seçiminin orta yerinde HÜDA PAR ve HDP’nin olması abesle iştigal olur. Biz orada olmayız. Milletvekilliklerini iptal etme şansımız yok ama hükümette yer verilmesini önleme şansımız var. HÜDA PAR’lı veya HDP’li bakan olmasını istemem.
HDP’nin Kürtleri tamamını temsil ettiğini düşünmüyorum. Sayın Kılıçdaroğlu’na oy verecek Kürt seçmene ben niye karşı olayım? Seçmen parlamentoda şu partiden yapıp cumhurbaşkanlığında Kılıçdaroğlu’ndan yana yaptıysa niye karşı olayım. Bizim burada ortaya koyduğumuz şart daha reel gerçeklere dayanıyor. Bizim temel felsefemiz artık Türk siyasetinde bir paradigmayı değiştireceğiz. HDP ve HÜDA PAR’ın kilit olma arzusunu biz kıracağız diyorduk, bunu gerçekleştirdik. HDP ve HÜDA PAR Türk siyasetinde kendini kilit rolde göremiyor. HDP veya HÜDA PAR’ın siyaseti kilitlemediği, Cumhur İttifakı veya Millet İttfiakı’na şantaj yapamadığı bir ortam bizim için hedeflere varılmıştır.
Yarın öbür gün biz Millet İttifakı’na destek verirsek, o yapının içerisine girersek hükümet içerisinde HDP’li bakan görmek istemem. HDP’li bakanla yan yana oturmam. HDP, PKK ile arasına mesafeye koyamayan bir uzantıdır. HDP’yi PKK’nın siyasi uzantısı olarak görüyorum. Diğer türlüsü terör örgütü olarak görüyorum anlamına gelir.
Bizim desteğimiz, desteklediğimiz tarafı güçlendirir. Bizim dışımızda da seçim kazanılabilir. 8 milyona yakın oy vermeyen kitle var. Bizim desteğimiz o kitleyi destekler. 60’lara yakın oyla iktidar olmak güçlü bir hükümet demektir.
Ben Türk milliyetçisiyim, Cumhur İttifakı kendisini Türk milliyetçisi bir ittifak olarak addediyorsa bundan mutluluk duyarım, demek ki öyleyiz. Ben Türk milliyetçisiyim, ben de bir değişiklik yok. Bu seçimde de Türk milletçisi tavrımı öne çıkarıp kampanyamı yürüttüm.
Öyle bir planımız yok. İkinci tura kalan adaylar arar. Sayın Kılıçdaroğlu’ndan randevu geçmişte ben talep ettim. Seçim güvenliğini konuştuk. Sayın İnce ile de görüştük.
Türkiye’nin her yerinden oy aldık ve Türkiye’nin güvenini aldığımızı gördük. Türkiye’nin güvenliğindan sorumlu insanlar bize güveniyor. Hiç oy almadığımız yer yok, bu bizim siyasette kalıcı, oturmuş bir taban ve geleceğe dönük hamleler yapabileceğimizi gösteriyor. Türk siyasetinde bir değişim gelecek, bunu görüyorum. Kılıçdaroğlu ve Erdoğan seçmeninin ikinci tercihi Oğan’dır.
‘Ben nereye dersem seçmen oraya gider’ diye bir tavrım yok, bu seçmene hakarettir. Biz aldığımız kararı tabanımızla ortak alıyoruz. Dolayısıyla o karar tabanın ortak kararı olacağı için o kütlenin ana ekseni bizim olduğum yerde olur. Yüzde 100’ü olur mu, olmaz. Millet İttifakı’nın kazanması sadece bize bağlı değil. Sandığa gitmeyenleri, sandığa götürmesi lazım. Sandığa sahip çıkması lazım. Bizim gitmemiz sandığa gitmeyenleri ateşler. Cumhur İttifakı’na gitmemiz mutlak çoğunluğu getirir ve güçlü hükümeti getirir.
Ben meclis çoğunluğunu Millet İttifakı ve HDP’nin alacağı kanaatindeydim. Millet İttifakı o kadar kötü liste yaptı ki… Cumhurbaşkanlığı seçimi aday, parlamentoda seçimi adaylar alır. Kazanan aday koyduğunuzda kazanıyor. Erzincan’da Mustafa Sarıgül kazandı, CHP değil.
Bizim planımız Türkiye’yi istikrarlı bir hükümete kavuşturmak. Sistemin dışında kalmayı tercih edersek o zaman çok güçlü bir hükümet çıkacağını öngörmüyoruz. Kim seçilirse seçilsin 2-3 sene içinde yeni seçim olacağını öngörüyoruz.”