Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Çelik ile geride bıraktığımız 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin konuştuk. Bunehaber okuyucuları için konuşan Çelik, o geceye ait değerlendirmede bulunurken mevcut hükümete ”İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmediklerini tekrar tekrar hatırlatarak sahalardan çekilmeyeceklerini” dile getirdi.
FEMİNİST İSYANIMIZDAN ALDIĞIMIZ GÜÇLE CİHANGİR’E ULAŞTIK
Halkevleri Genel Başkanı Çelik; tüm sokakların abluka altına alınmasına rağmen o gün binlerce kadının zorluklara rağmen Cihangir Caddesi’ne gelmesine ilişkin;
”21. 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü olarak yaptığımız çağrı her yıl olduğu gibi Taksim’de toplanma üzereydi. 19.30 olarak duyurduğumuz eylem saati yaklaşırken ulaşımın engellenmesi, meydanın ve çıkan tüm sokakların abluka altına alınmasıyla 18.00’den itibaren Cihangir Caddesi’nde toplanma çağrısı yaptık ve burada bir araya geldik. Burada yasaklara ve engellere rağmen on binlerce kadın ve LGBTİ+ olarak buluştuk. Karaköy’de binlercemiz sayısız barikat aşarak Cihangir’e varmayı başardık. Bunu birbirimizden, feminist isyanımızdan aldığımız güçle yaptık. 2019 yılından bu yana olduğu gibi bu yıl da devlet yasakları ve polis şiddetiyle bizi yıldırmaya çalıştı. Tüm Beyoğlu’nu kapatarak temel ulaşım, gösteri ve ifade haklarımızı gasp etti, şiddet uygulayarak işkence yaptı” dedi.
TEK ADAMA İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN VAZGEÇMEDİĞİMİZİ HATIRLATTIK
Her yıl çeşitli gerekçelerle aynı şiddet ortamında varlığımızı ve taleplerimizi görünür kılmak, kadın cinayetlerine, çocuk tacizlerine karşı birlikte mücadele etmek, İstanbul Sözleşmesinden çekilen Tek Adama, İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmediğimizi tekrar tekrar hatırlatmak, kadınlar için İstanbul Sözleşmesinin hayatta kalmak, taciz, tecavüzü, kadına yönelik şiddeti önleme konusunda bağlayıcı yasaların (6284 sayılı yasanın ) uygulanması için bir arada mücadele ettiğimizi ve bu haklarımızdan vazgeçmediğimizi göstermek için bir aradayız diyen Çelik;
”Kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği talebi o kadar güçlü ve meşru bir talep oldu ki özellikle AKP-MHP iktidarı büyüyen bu talebi ve kadın hareketini çeşitli gerekçelerle önce kontrol etmek istedi hatta çeşitli hareketlerle içermeye çalıştı. Çeşitli bahanelerle önce 2011 yılında altına imza attığı İstanbul Sözleşmesinde bir gece yarısı tek adamın kararıyla çekildi. Bahaneleri kadın hareketinin LGBTİ + bireylerinde kendilerini ifade edeceği bir zemin haline gelmesi oldu, müslüman toplum yapısı ve aile yapısına aykırı diye başlayıp bir müddet sonra tüm kadın hareketini hedef haline getirdiler” ifadelerini kullandı.
KADINLARIN YILLARCA SÜREN MÜCADELELER SONUCU ELDE ETTİKLERİ YASAL DÜZENLEMELERİ KALDIRDILAR
Çelik: AKP’nin tüm topluma şirin görünmeye çalıştığı ilk yılları geride kalmış, artık şirin görünmeye ihtiyacı kalmayan bir iktidar haline gelinmiş, başkanlık rejimi şaibeli seçimlerle inşa edilmiş ve şimdi üstlerinden attıklarını iddia ettikleri milli görüş gömleğini giyme vakti,
”Toplumsal ortaklık ihtiyacı artık AKP için bir ihtiyaç olmaktan çıkmıştır.”
Bu yüzden, kadın erkek eşitliği bizim inancımıza ters, kadınların erkeklerle eşit olması fıtratları gereği mümkün değil diyerek müslüman bir aile yapısını kurmak için önce kadınların yıllarca süren mücadeleler sonucu elde ettikleri yasal düzenlemeleri ortadan kaldırmakla başladılar ve işsizliğin gerekçesini kadınların çalışma yaşamındaki varlığına bağladılar, sürekli olarak kadınların en değerli meziyeti annelik ve iyi bir itaatkar eş olduğunu propaganda etmeye her konuşmalarında bunu dile getirdiler, imamından, iktidarına, tv programcısından, köşe yazarına kadar herkes tek bir merkezden verilen metinlerle bütün topluma bu fikri empoze etmeye çalıştı, çalışıyor, dedi.
HEDEF HALİNE GETİRİLMEK İSTENDİK
Sokaklarda, meydanlarda, sempozyumlarda birlikte ürettiğimiz tüm zeminlerde biz kadınlar haklarımızdan vazgeçmeyeceğimizi söylediğimizde de hedef haline getirilmek istendik , feminizmin sapkınlık olduğu, bir avuç terör yandaşı olduğumuz, aileye karşı olduğumuz gibi gibi bir dizi suçlama ile kadın hareketinin meşruluğunu hedef aldılar bizi ifadelerini kullanan Çelik;
Biliyorlar ki, kadınlar artık sadece onlara çizilen sınırların içinde yaşamak istemiyor, kendi hayatımız, bedenimiz, kaç çocuk yapıp yapmayacağımıza, nasıl yaşayıp yaşayamayacağımıza, açık mı, kapalı mı olacağımıza kendimiz karar veriyoruz, hiç bir iktidarın, kocanın, babanın, abinin buna karışmasına izin vermeyeceğiz, vermeye de niyetimiz yok. Kadınları sadece eş ve anne olarak görmek isteyen bu iktidara ve bu iktidar gibi düşünen tüm yapılara karşı da mücadele ediyoruz, edeceğiz. Bu yüzden on binlerce kadının bir araya gelmesine bu haklı ve meşru talepleri her yerde dile getirmemize tahammülü olmayan bu iktidar 8 mart kadın buluşmasına katılımı engellemek için her türlü yolu yöntemi kullanarak engellemeye çalışıyor. Ama her türlü baskıya, engellemelere rağmen biz kadınlar bir araya geliyoruz ve asla bundan vazgeçmeyeceğimizi söylemeye devam edeceğiz, dedi.
Özel Haber: Dilek Bozkurt