“Nerede bir türkü söyleyen görürsen korkma, otur yanına dertleş…
Çünkü kötü insanların türküleri yoktur” demişti büyük usta Neşet Ertaş…
İnsanlar taa eski çağlardan Karacaoğlan’dan, Âşık Veysel’e günümüze kadar türkülerle dile getirmiş duygularını.
Kimi zaman dertlenince, kimi zaman neşelenince, kimi zaman sevdalanınca…
Her türlü duygu hâline büründüğünde, dert taşı olmuş sazı. Mızrabının tellerinde bulmuş teselliyi. Sevdiğine açamadığı hislerini, söylemek isteyip de dili düğüm düğüm olup bir türlü söyleyemediklerini, sazıyla sözüyle anlatmış insanlar…
Kimseyle paylaşamadığı acılarını, sırlarını, sazına anlatmış. Türküleriyle dile getirmişler dertlerini…
Kimilerinin neşeli anında onu coşturan bir ırmak olmuş. Sevinçten vurduğu sazin teli, onu daha da coşturmuş, neşesine neşe katmış.
Merhum ozanımızın da söylediği gibi “İNSAN ÇEKMEDİĞİ ÇİLENİN TÜRKÜSÜNÜ YAZMAZMIŞ“.
Bahsettiği tam buydu işte. Türkü söyleyen insanlar duygu yüklüdür, onlardan korkma, otur yanına ve sadece dinle. Çünkü onların hislerinde, sözlerinde, türkülerinde kendini bulursun…
***
Hayatta öyle insanlar vardır ki, onunla aynı yıllarda yaşamak, onun dönemlerinde bulunmuş olmak, kendisini canlı canlı görmek, adeta bir şanstır topluma. Çünkü onun yaşayışı, örnek davranışı, her bir sözü, karakteri ders niteliğindedir.
Hayattayken, ilk defa YAŞAYAN EFSANE ödülüne lâyık görünen Bozkırın Tezenesi büyük ozan NEŞET ERTAŞ da öyle bir insandı işte…
Hiçbir zaman ne geldiği yeri yadırgadı ne de bulunduğu yerde insanlara tepeden baktı. Yaşayışı, duruşu ve tevazuluğu ile her daim örnek bir insandı.
Sevenlerinin karşısına çıktığında; “SİZLER BENİM YAŞAM PINARLARIMSINIZ. AYAKLARINIZIN TURABI, GÖNÜLLERİNİZİN HİZMETÇİSİYİM” sözlerindeki naiflik, kişiliğinin bir görüntüsüydü.
Üstelik bu konuşmalarındaki samimiyet yüzünden okunabiliyordu. Sanatıyla kişiliği öylesine bezenmiş ve kendisini topluma öylesine kabul ettirmişti ki, Devlet Konservatuarlarında adına bölümler dahi açılmıştı. Bu bir emeğin, bir yüceliğin, bir efsanenin meyvesiydi aslında…
Yıllarca söylediği sözler hep ders niteliğindeydi büyük ustanın…
Sazıyla buluşturduğu her bir türküsünde, insanlar mutlaka kendinden bir şeyler buluyorlardı…
“HEP SEN Mİ AĞLADIN, HEP SEN Mİ YANDIN, BEN DE GÜLEMEDİM YALAN DÜNYADA” dizeleriyle bu dünyada sadece kendini dertli sananlara teselli oluyordu bir bakıma…
Derdi dağlar gibi olanlara…
Sevdaya düşmüş her insan onun sözleriyle avunuyor, türkülerinde kendini buluyordu sanki. “BENİ ELLER GİBİ GÖRME, SEN BENİMSİN BEN DE SENİN” sözleri her bir sevdalının söylemek istediği dizelerdi.
“ANALAR İNSANDIR BİZ İNSANOĞLU” diyerek annelerin kutsallığını vurgulamış, “AYDOST DEYİNCE YERİ GÖĞÜ İNLETEN, MUHARREM USTAYDI BUNU DİNLETEN” dizeleriyle babasının sevgisini taçlandırmıştı adeta.
“HEP YOLCUYUZ BÖYLE GELMİŞ GİDERİZ, ANA HAKTIR SEN BU SIRRA ERDİN Mİ” diyerek insanlara hakikat yolunu, kalp kırmanın yanlışlığını, sonunda ölüm olduğunu işaret ediyordu.
Yaşayışıyla, duruşuyla sözleriyle, dizeleriyle, türküleriyle gelecek nesillere aktarılacak özellikte bir karakterdi…
Binlerce kez türküleri başka kişiler tarafından okunup söylendi, güfteleri değiştirildi. Hiç kimseden asla tek kuruş dahi talep etmedi.
“O türkü benden çıkmış, onun olmuş zaten” diyerek parada pulda gözünün olmadığını açıkca beyan ediyordu büyük usta. Çünkü onun en büyük kazancı, en büyük varlığı SEVGİYDİ. O bir halk adamıydı, gönüllere yer etmişti.
“Bir gün toprak olacağım ama insanlar türkülerimi söylemeye devam edecek ve ben onların yüreklerinde yaşayıp, hislerinin içinde olacağım” diyordu.
“Ölürsem ardımdan öldü demeyin, YORULDU GİTTİ DEYİN” demişti garip ozanımız…
Ve yorulup gidişi üzerinden tam 12 yıl geçti fakat türküleri dillerde, kendisi gönüllerde yaşamaya devam ediyor. Tıpkı söylediği gibi…
Sanatın, sanatçının giderek azaldığı, manevi değerlerin yavaş yavaş ehemmiyetini kaybettiği bu zamanda Neşet Ertaş gibi değerleri daha çok arıyor, yokluğu içimizi daha bir burkuyor.
Her ne kadar türküleriyle avunsak da;
“GÖNLÜMÜZ HEP ONU ARIYOR, NEREDESİN EY BOZKIRIN TEZENESİ“…
Yaşamı esnasında EFSANE SANATÇI ilân edilen Bozkırın Tezenesi büyük usta NEŞET ERTAŞ‘a, vefatının 12. sene-i devriyesinde sonsuz sevgi, saygı ve rahmetle…
NURLAR İÇİNDE UYU BÜYÜK OZANIM…