Hafta içinde herhangi bir güne denk geldiğinde, sadece resmî tatilden ibaret sanılan 30 Ağustos Zafer Bayramı‘ nın içeriğini kaç kişi, ne kadarını biliyor acaba?!
Öyle ya; bugün ne olmuş, niye tatil, neyin zaferini kutluyoruz?
Ecdadımızın kanıyla yazdığı şanlı tarihimizi merak etmeyen ve araştırmayan bir nesille meçhule doğru yol alıyoruz.
Hatırlayalım; Zafer Bayramımıza vesile olan BÜYÜK TAARRUZU…
Sakarya Meydan Muharebesiyle düşman geri püskürtülse de yurttan tamamen atılamamıştı. Asker bir hayli yorgun düşmüş, yeniden toparlanma süreci gerekiyordu.
Bu süreç biraz uzayınca, mecliste homurdanmalar başlamış, Mustafa Kemal’in de başkomutanlığı yeniden sorgulanır olmuştu.
Dördüncü kez oylamaya sunulan başkomutanlık, meclisten yeterli oyu alamayınca da iptal edildi.
Bunun üzerine Mustafa Kemal ‘de nutukta şöyle bir konuşma yapar:
“Bu dakikada ordu komutansızdır. Eğer ben, orduya komuta etmeyi sürdürüyorsam, yasaya aykırı olarak komuta ediyorum. Mecliste beliren oylara göre hemen komutadan el çekmek isterdim. Başkomutanlığımın sona erdiğini hükûmete bildirirdim. Ama önlenemeyecek bir kötülüğe yol açmamak zorunluluğu karşısında kaldım. Düşman karşısında bulunan ordumuz, başsız bırakılamazdı. Bunun için bırakamadım, bırakamam ve bırakmayacağım.”
6 Mayıs 1922’de Mustafa Kemal’in mecliste yaptığı konuşma üzerine yapılan oylama sonucunda Mustafa Kemal’e verilen Başkomutanlık görevinin süresiz olarak uzatılması kabul edildi.
Bunun üzerine büyük taarruz, yani büyük atak hücum başlamıştır artık.
Bin yıl evvel, tarihler 26 Ağustos 1071’i gösterirken Sultan ALPARSLAN ‘ın Malazgirt’te Türklere açtığı Anadolu kapılarını, yine bir 26 Ağustos’ta da büyük bir komutan, bu topraklara çöreklenmiş düşman ordularını bertaraf etmişti.
Şayet bu taarruz gerçekleşmemiş olsa idi ne Anadolu’nun kapılarını Türklere açan Malazgirt Zaferi’nin, ne de bir çağ açıp bir çağ kapayacak kadar büyük, İstanbul fethinin hiçbir manası kalmayacaktı. Vatan tamamen haçlı orduları tarafından kuşatılacak, kimi bölgede İngiliz, kimi bölgede Fransız, kimi bölgelerde de Yunanistan bayrakları dalgalanacaktı…
Afyon’a Ankara’ya kadar gelmiş olan düşman orduları, 30 Ağustos 1922’de püskürtüldü ve 9 Eylül’de de denize döküldü.
30 Ağustos Zafer Bayramı yani Büyük Taarruz, bir şahlanışın, ayağa kalkışın, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesindeki kararlılığı bu ülkenin hangi şartlarda olursa olsun asla pes etmeyeceğinin adıdır.
“Biz tarihimizin ışığını takip edersek, ufkumuz zaten aydınlık olacaktır!”
ZAFER BAYRAMIMIZ büyük önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün deyimiyle; “ZAFER, ZAFER BENİMDİR DİYEBİLENLERE, KUTLU OLSUN.”
102 yıldır aynı onur ve gururla…